Neslihan, banyodan çıkıp mutfağa gitti. Fincanına kahve döktü. Şeker katmazdı, biraz süt döker hepsi o kadar. Kahvesini yudumlarken akşamdan sardığı sigaralardan birini yaktı. Aklına annesi geldi tekrar. ‘’Lanet olsun senin gibi anneye!’’ dedi farkında olmadan sesli bir biçimde. Neslihan henüz on üç yaşındayken Serkan diye bir erkek arkadaşı olmuştu. Nasıl olmuşsa annesinin bu durumdan haberdar olmuştu. Büyük olay çıkarmıştı. On üç yaşında bir kızın flörtünden nolurdu diye düşündü. Bunun için evde büyük fırtınalar koparmaya değer miydi? O günden sonra Neslihan diye seslenmiyordu annesi kendisine. Kız Orospu diye çağırıyordu sürekli. Neslihan bu aşağılanmayı hazmedemiyordu. Odasına çekilip yorganın altında saatlerce ağladığı oluyordu. Bir anne nasıl bu kadar acımasız olabilir diye düşünmekten kendini alıkoyamıyordu. Neslihan doğuştan esmer tenliydi. Annesi, bu baba tarafına çekmiş diye dışlıyordu adeta onu. Oysa ablası Gülhan öyle miydi? O annesinin beyaz tenli meleği
Sabah namazı sonrası edilen bir duanın içinde yer almak Senin el açtığın bir duaya nail olmak Ne para, ne pul ne de dünya malı Dünyanın en sıcak, en güvenilir rıhtımına sığınmak istiyorum Oğuz Ağca / 4 Eylül 2013
Hegel'e göre insana öz bilinç kazandıran şeyin önce nesneler ile daha sonra ise kendi denginde insanlarla ilişki kurmasıdır. Yani insan nesnelerle kurduğu ilişkide bilince, insanlarla kurduğu ilişkide ise öz bilince ulaşmakta. Hegel'in köle-efendi diyalektiğinden yola çıkarsak; efendi köle tarafından onaylansa bile tatmin ve mutlu olamıyor. Efendinin trajik açmazı şurada yatıyor: Kölenin korktuğu veya bağımlı olduğundan efendisini onayladığını bildiği için bunu gerçek bir onaylanma olarak görmüyor. Kısacası, insanın içindeki onaylanma isteği bir dengi tarafından karşılanırsa tatmin olmakta. İnsan karşısındaki tarafından kabul edilmek istiyor. Doyurucu bir kabul ediliş için kendi dengimizde veyahut bizden üstün insanların onayını almak isteriz. Birinin onayına muhtaç olma durumuna ise Hegel mutsuz bilinç demiş. Almanca bu duruma das unglückliche bewusst sein denir. İnsandaki kendisini eksik hissetme durumu karşısındaki kişiye karşı nefrete dönüşebiliyor. Yine Almanlar bu dur
Yorumlar
Yorum Gönder