Zennure'den Mektup Var

                                                           

                                        Monolog

Merhaba diğer yarım, merhaba kadersiz yanım, merhaba karanlık tarafım.
Ben sevdiklerime içimi dökemediğim için sana yani kendime bu mektupla içimi boşaltmak istiyorum.
Ben ne zaman güzel bir hayale dalsam, mutlaka bir hata yapıp her şeyi mahvettin.
Sana çok kızgınım aslında biliyor musun? 
Bütün çocukluğumu, gençliğimi senin yanlışlarına heba ettik.
Bugün o kadar yalnızım ki, o kadar çaresizim ki...
Bir tek sevenim yok etrafımda. 
En kötüsü ne biliyor musun? 
Kendi oğlum bile nefret dolu gözlerle bakıyor bana. 
Ağlayamıyorum sadece susuyorum. Belki söyleyemesem de yazarak içimi dökmek istiyorum.
O kadar çok dinmesi gereken acılarımız var ki, sana da yüklenmek istemiyorum ama bugün yaşadıklarımızdan sen sorumlusun. 
Kabul et bunu!
Duygularına, korkularına yenildikçe hata üstüne hata yaptın. Biraz daha cesaretli olsaydın bunların hiçbiri başımıza gelmeyecekti. 
Anne baba sevgisinden mahrum kaldık tamam ama bunu telafi edeceğim diye bizi daha büyük bir bataklığa sürükledin. Bugün ne ailen yanında ne bir tek seni seven insan.
Biliyorum suçlamak kolay diyorsun. Ama bu dünyada acıya gark olmuş tek çocuk, tek insan değildin.
Bu kadar hatayı hayat affetmiyor işte!
Daha o gün annenin sana yaptığı iğrenç işkenceye dur diyebilseydin hayatımız bugün daha farklı olabilirdi. O günü çok iyi hatırlıyorum. O kadar utandım ki kendimden, o kadar nefret ettim ki kız olmaktan...
Kabul et, soğuk bir yüzün var. 
Annemiz diğerlerini bizden çok sevdi. Hep bu donuk sevimsiz yüzünden. Adeta bir üvey evlat muamelesi gördün. Annemize kendini sevdirmek için nafile çabalarını da biliyorum. 
Babamızın sende yeri farklıydı. 
Onun sevgisine, ilgisine, şefkatine ne kadar ihtiyaç duyduğunu çok iyi biliyorum. 
Ama bunu telafi etmek için bizi nasıl bir pisliğe bulaştırdın farkında mısın?
Babandan bulamadığın o sıcaklığı yine baban yaşında birinde aradın. 
Sonu daha kötü oldu
Bir babaya bunu yaşatmayacaktın diyorum ama onun da çok büyü suçu var.
Ailenden uzak kaldığın yıllara geri gittikçe deliye dönesim geliyor. 
O hayvanın sana yaptıkları aklıma geliyor. 
Ruhumuz ne kadar acı çekmiş be!
Yine korkaklığına yenildik. 
Sana ilk uyuşturucuyu verdiğinde bir çizgi çekmeliydin. 
Uzaklaşmalıydın oradan, bize bunları yaşatmamalıydın.
Özgür olacağını mı sanıyordun? 
Uyuşturucu bağımlısı genç bir kız ne kadar özgür olabilir ki!
Bunların başta hoşuna gittiğini düşünmek istemiyorum ama içimde şüphe yok da değil. İçki içmek, kokain çekmek, biranelere gitmek... Bana sakın bunların başta hoşuna gittiğini söyleme.

Neyi düzeltmeye kalksan elinde kaldı.
Daha büyük felaketler getirdin başımıza. Ne diyordu annem; baban  diyor ki kızım, ne zaman bu kızı görsem bütün vücutumdaki kıllar kabarıyor.
Babamızı hep utanç içinde bıraktın. Ölürken bile utanç içinde ölecek. Her ne kadar bu yaşadıklarımızda onun da büyük rolü olsa da. 
Ama onu da anla! 
İlk eşin arıyor, kızın beni aldattı diyor. 
İkinci eşin arıyor, kızın beni aldattı diyor. 
Kız kardeşimiz gidiyor senden için bizi kızın uyuşturucuya alıştırdı diyor....

Bir rahat durmadın biliyor musun? 
Kendinle baş başa kalmayı, kendinle mutlu olmayı bir türlü başaramadın. 
Hep erkeklerin ilgisine muhtaç hissettin kendini. 
Bu kadar yanlışı nasıl yapar insan! 
Bunlar karakteristik özelliğin haline gelmese bu kadar yanlışı yapmaz insan.

Biliyor musun? 
Hayatında tek bir doğru vardı onu da yine korkularınla mahvettin.
Umutlanmıştım. Bu adam varken asla yanlış yapamaz demiştim.
Adama, bir gün benden gitsen bile gölgeni üzerimde hissedeyim, ara ara yokla dediğinde çok umutlanmıştım.
Artık yanlış yapmayacak, artık hayatımızı zehir etmeyecek demiştim. 
Onun eli üzerimizdeyken bende kendimi güvende hissediyordum.
Gerçekten çok merak ediyorum. 
O adamdan ne istedin? 
Hayatında görmediğin sevgiyi, ilgiyi gördün. Kimse senin için onun kadar kaygılanmamıştı. 
Bütün o karanlık geçmişine rağmen seni sevmeyi bildi. Şimdi diyeceksin ki, özgürlüğümü kaybetmek istemedim. İyi de, adam sana demedi mi, ben bir kadını seversem onun hayatına çökerim, ben bir kadını seversem onun bana teslim olmasını isterim... 
Bunlar hoşuna gidiyordu, sahiplenilme duygusu hani güzeldi.
Onu, senin hayatına uğratan kaderin de bir bildiği vardı ama sen bunun kıymetini bilemedin.
Gerçi, herkes gibi onu da karşına almayı becerdin. 
Seni koşulsuz seven birini canavara dönüştürmeyi başardın. Ama hala seni seviyor, biliyorum. 
Allah aşkına!
Ne olur artık yapma! Bak çocuklar büyüyor, yarın onları da kaybedeceksin. 
Ve bu hayatta tamamen yapayalnız kalacaksın. En azından o adama verdiğin sözü tut ve onun hatıralarının üstünü kirletme. 
Daha fazla acı çektirme bize.
Ben hala ara ara aynı rüyayı görürüm biliyor musun?
Deniz kıyısında bir evde, bembeyaz kocaman bir yatakta uyanıyorum uykumdan.

Bize iyi davran...

                                   deniz manzaralı yatak odası ile ilgili görsel sonucu





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türk Lolita'nın kayıp hikayesi (2)

Sen beni unutamazsın

Almanya'dan Mektup Var (3)