Hayat hikayen öyle içimi acıtıyor ki


Hayat hikayen öyle içimi acıtıyor ki...
Hani şarkıda diyor ya;
Ağladım mı, güldüm mü?
Yaşadım mı, öldüm mü?
Düşündüm de; ben seni değil, senin o acı dolu hikayeni sevmişim.
Sevgiye öyle aç, öyle muhtaç bir hayat sürdün durdun.
Ne saçını okşayan oldu, ne de bir merhamet gösterenin.
Anne babasının şefkatine muhtaç küçük bir çocuk misali çevrenden ilgi dilendin.

Bazen bir şarkı, bir ses, bir anlık ufuk çizgisine bakmak ya da yalnızken gelen refleks insanı kaybolan yıllara götürür.
Bu olduktan sonra sancılı bir geri dönüşe hazır olmalısın, çünkü gücünün yetmediği, istediğin ama gerçekleşmeyen bir çok olay orada saklı, kilitli halde beklemektedir.
Hani babanın tatilde olduğu bir fotoğrafın altına yazmıştın ya,
Çocukluğumu; sizinle olduğum dönemleri öyle özledim ki diye.
Öyle içim acımıştı ki..
O kadar derinden hissetmiştim ki içinde kopan fırtınaları.
Yalnızlığını ancak bu kadar haykırabilirdi bir insan.
O gece sabaha acını içimde hissettim.

Bu dünyada, her arzun her emelin içinde kaldı.
Hayalini kurduğun ne varsa bir bir uçtu gitti ellerinden.
Seni sen diye sevecek, değerini bilecek kimsen olmadı.
Ne eşten ne aileden bahtın güldü.
Hiç kimse şöyle gözlerinin içini dolu dolu güldüremedi.

Sanki hayatının son demlerini yaşıyormuşcasına, geriye dönüp bakışını yansıtan kahredici bir umutsuzluğa sahipsin artık.
Sana baktığım zaman, çok derin acılar yaşadığını ve bunun yıllarla ölçülemeyeceği kadar sende çok iz bıraktığını hissedebiliyordum.
Hayat seni hep savunmasız yerinden yakalamış.

Bazen seni öyle seni sıkı sıkıya sarmak istedim ki, yaralarını sarayım derken daha fazla deşmekten korktum.
Seni kollarımın arasında tutup, saçlarını okşamak, acılarını unutturabilmeyi çok isterdim.
Elimde güç olsa, al baştan yaşa bu hayatı derdim sana.
Aslında senin kaybolan yıllarına üzülmüyorum.
Geleceğine de derin balta izleri vurduğuna ve asla hiçbir şeyi düzeltemeyeceğine çok üzülüyorum.
Zamanın bilinen dili yok, anlamıyor seni.

Kendini suçladığını biliyorum.
Bir şeyleri değiştirme çabalarının sonuç vermediğini görüp boşluğa düştüğünü de biliyorum.
O yıllar kayıptır bir kere.
Ne kadar uğraşırsan uğraş geri getiremezsin.
Her kayıp dakika için bir göz yaşı döktün ama zaman sana acımadı.
Kimsenin sana acımadığı gibi.

Hani bir keresinde içimde ne fırtınalar kopuyor bilemezsin demiştin ya...
Haklısın hiçbir zaman bilemedim belki ama ne hissettiysen aynısını yüreğimde hissettim.

Her arzun içinde kaldı.
Her çağda gönlünü bir hüzün sardı.
Hayallerini çaldılar senden, çocukluğunu çaldılar.
Hayal kurmayı bıraktırdılar.
O yüzden sana yeniden başlayalım dediğimde içten içe acı acı gülümsedin.



Ama yine de hayat herkese eşit davranıyor, emin ol.
Acısıyla da, tatlısıyla da.
Hayat herkese bir gün mutlaka geçmişini unutturmasa bile acısını dindirebilmesi için bir fırsat sunuyor.
Sen o fırsatın kıymetini bilemedin.
Bu şarkıyı her dinlediğinde bunu daha iyi anlayacaksın.
Bu şarkı ayrıca ne anlatıyor biliyor musun?
İnsanların ellerindeki değerli kimseleri nasıl da bir güzel harcayıp, seneler sonra akıllarının başına geldiğini ama işin işten geçtiğini anlatan bir şarkı.


ağlayan kadın ile ilgili görsel sonucu








Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türk Lolita'nın kayıp hikayesi (2)

Sen beni unutamazsın

Almanya'dan Mektup Var (3)