Leblebi Tozu

 İnsanın hayatından kalan nesnel hatıralar vardır.

Seni geçmişe götüren, eski günlerini kah gülerek kah üzülerek anımsamanı sağlayan bir çok hatıra barındırır her insan içinde.

İşte bu nesneler olmasa belki de o günleri asla hatırlamayacaktık.

Silinip gidecekti hafızamızdan.

Bu nesnel hatıralardan biri de leblebi tozudur.


Leblebi tozu bir çocukluk nostaljisidir.

Bir bayram bütün harçlığımı leblebi tozu ve çatapata verdiğim aklıma geldi.

Seksenler çocuğunun en keyifli eğlencesiydi bu ikisi.

Annemin sakın yerken konuşma sözüne aldırmayıp üstüne bir de ıslık çalmaya çalışırdım.

Okula yakın her mahalle bakkalında bulunurdu.

Maliyeti düşük, bağımlılığı büyüktü.

Aksırması tıksırması bir tarafa dursun, önlüklerimiz de kirlenirdi ama müthiş eğlenceliydi.

Ağzımızı doldurup, ''Yusuf'la Mesut'' demeye çalışırdık.

Ha bir de rüzgara karşı yemeye çalışırdık.

Çocukluğumun vazgeçilmez eğlencesiydi.

Bakkala gidip elimizdeki tüm parayı bakkala uzatıp "amca bununla ne olur" dediğimiz günlerde çocukça bir zevkti leblebi tozu.


Bugünün çocukları bugünleri bizim kadar güzel yad edemeyecekler.

Zira tek bir eğlenceleri olmadığı için, hiçbir şeyin kıymeti olmayacak.

Hiçbir zaman nesnele bir hafızaları olmayacak.








Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türk Lolita'nın kayıp hikayesi (2)

Hegel'in Mutsuz Bilinç Kavramı

Duaya nail olmak