Adam olmanın sermayesi hüzündür




Gönül ilişkilerinde insan haksızlığa uğradığını düşününce çoğu zaman bocalıyor.
Öfkesine, hırsına, kısacası kendine yeniliyor.
Başkalarına bulunduğumuz telkinleri kendimize uygulayamıyoruz.
Vakur duruşumuzu yitirip, içimizden bir canavar çıkıyor.
Yakıp yıkıyoruz, kırıp dağıtıyoruz.
Gönlümüzü terbiye etmeyi bilemedik bir türlü.

Oysa ki;
Bilmeli ki insan, olan olmalıydı. Pişmanlığı bırakmak gerek.

Oysa ki;
Bilmeli ki insan, olacak olan olur. Kuruntu yapmamak gerek.

Oysa ki;
Bilmeli ki insan, o halde olan olur. Telaş etmemek gerek.

İçimizde aşkımızı hapsedip beklemesini bilemedik.

Marifet arzu etmediğini geri çevirmekte değil.
Marifet, çıldırasıya arzu ettiğinden vaçgeçmekte.
Zira aşk namus ister, haysiyet ister.
Aşk her şeyden önce, sevdiğine evet demeyi değil, hayır demeyi ister.
Aşk adamının sermayesi hüzündür.
İçinde hüzün olmayan, hasret olmayan, mesafeler olmayan aşkı neyleyim!
Aşktan fayda beklenmez, aksine aşkın kendisi zarardır.
Ve hatta mağlubiyettir.
Aşkta yarar çıkar hesabı yapılmaz.

Aşkın hep kaybetmek olduğunu bilerek seveceksin.

Aşık ol, ölesiye, çıldırasıya sev ama kendini unutma.
Kendini unutma, sen varsan alem var, yoksan yok!
Bil ki, hakikat sana yüzünü çok geç gösterir, karşılığında ise senden yaşamını ister.
Velhasıl; seni senden uzaklaştıran ne varsa ondan uzaklaş!


Tekrar söylüyorum; sev, çok sev ama sevme nedenini sevdiğin kişiden daha çok sevme.
İşte o zaman ayrılık gelir seni bulur.

Aşkın en güzel yanı sevdiğine ulaşmak değil, o yolda yürümektir.
Öyle ya, sevda sahipleri için engellerin ne önemi var, yola devam etmeli.

Olmuyorsa da, en iyi bildiğin işi yap; yalnız kal!
İnsanlarla temasın ne onları incitsin, ne seni.













Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türk Lolita'nın kayıp hikayesi (2)

Sen beni unutamazsın

Duaya nail olmak